‘Dans eder mayıs rüzgârları Seyrantepede!’ Galatasaray-Sivasspor maçının akabinde çarpıcı kelamlar…

USTALAR MAÇI YORUMLADI

Fanatik’in müellifleri, Galatasaray’ın dün akşam Rams Park’taki 4-1’lik galibiyetini kıymetlendirdi. İşte usta kalemlerin Galatasaray-Sivasspor maçı yorumları…

‘ZORLANMADAN KAZANDI’ | TUNÇ KAYACI

“Mayıslar bizimdir” diyen Galatasaray, dün gece Sivasspor karşısında favori olduğu 90 dakikada fazla zorlanmadan galibiyete ulaştı. Okan Buruk, tepede 5 puan artı ikili averaj moraliyle rüzgârı almış takımıyla hem maç kazanırken hem de ülkü takımıyla istediği futbolu grubuna oynatıyor. Nitekim, sakat ve cezalıların dönmesi kulübenin gücünü artırdı; Buruk’un çok değerli bir devirde elini rahatlattı. Sivasspor karşısında birinci yarıda 4 gol bulan mesken sahibi grup, skoru daha da üst çıkartabilecek durumlar da yakaladı.

‘RIZA ÇALIMBAY BU TAKIMI LİGDE TUTARSA…’

Sivasspor, bu dönem kurulan yanlış takım planlamasının kurbanı olmuş ve ligde kalma savaşı veriyor. Yiğidolar yalnızca Manaj ile gol ararken savunmasının hâli felaket. İstek Çalımbay bu takımı ligde tutarsa, bence inanılmaz bir iş başarmış olur. Galatasaray’a gelince; birinci 20 dakikada farklı skoru bulunca, oyunu haklı olarak biraz rölantiye aldı. Osimhen hem kazandırıyor hem de rekorlarına rekor katıyor, Nijeryalı yıldız. Dün birinci yarıda Galatasaray ismine tek olumsuzluk, sahanın en düzgünlerinden Eren’in sakatlanıp oyundan çıkmasıydı.

‘FİNALİ DÜŞÜNDÜ’

Lemina ile Torreira ikilisi, orta alandaki işverenliği hem savunmayı hem de atağı inanılmaz rahatlattı. İkinci yarıya baktığımızda, güya iki kadro da birinci yarıdaki skora razı üzereydi. Zira oynanan futbol biraz “Al gülüm, ver gülüm” formunda olunca, Galatasaray ismine rahat bir tempo oluştu; Sivasspor ise daha fazla fark yememeyi yeğlemiş üzereydi. Okan Buruk, farklı skoru yakaladıktan sonra kupa finalini ve kalan 4 maçı düşünerek daha denetimli bir oyunu tercih etti. Kısaca, Galatasaray favori olduğu Sivasspor maçını beklediğinden kolay geçince, üst üste oynayacağı Trabzonspor maçlarına zihinsel olarak odaklandı. Özetle, Sarı-Kırmızılı takım; en yakın rakibinden 5 puan önde çıktığı gecede aldığı galibiyetle maç ziyadesiyle puan farkını 8’e çıkartıp taraftarını keyifli etti.

‘5’İ BİR YERDE TADINDA’ | OĞUZ DİZER

Gençlik yıllarımın en beğenilen telaffuzlarından biri, memnuniyet elbette keyif içeren sözdür. ‘Beş’i bir yerde’ Galatasaray sevenlerine memnunluk ve bol gol armağan ederken, kitlesine büyük sevinç yaşattı. Bildirisi da açık, net olarak cümle aleme verdi. ‘SarıKırmızılı Aslan’lar 5’inci yıldız ve 25’inci şampiyonluğa koşuyor… İnancınız. Gayemize gerçek, güçlü etaplar birer birer aşılacak ve hak edilen, anamızın ak sütü üzere tertemiz zaferlere ulaşılacak. Galatasaray dün gece yarım saat içinde Sivasspor’u halletti. Oyunun net galibi, skorun da sahibi idi.

‘BU DÖNEM TAMAM’

Torreira’nın golünde Osimhen, Yunus, Eren atılımları, pas resitali konuğun beklentilerini yıktı. Şimdi dakika 9… 15’te ise Morata’nın topuk pası Osimhen’e ‘rekora Superman’ dedirtti. Osimhen yalnızca rekora koşmuyor, sahanın her alanında koşuyor ve Barış Alper’e ‘hoş geldin’ diyor: 3-0. Sallai de duran topa vuruyor. Sevinci ise Osimhen yaşatıyor. Manaj çok şok golüyle neticeyi 4-1’e bağladı. İkinci devre İstek Çalımbay değişiklikleriyle işi lakin birinci yarının sonucuna bağladı. Okan Buruk devam. Olacak önce Allah bu dönem mutluluklarla tamam. Nasıl mı olacak? O kısmı tabir etmeyi; futbol konuşanlarına bırakıyor, Galatasaray’ı kutluyorum.

‘YERLİ MERTENS!’ | SERKAN AKCAN

Galatasaray’ın bu yıl o kadar çok itici gücü var ki; Osimhen, Torreira, Sanchez, Barış derken sıhhatinde Yunus Akgün tahminen de hakkı en az teslim edilen isim olabilir. Yunus Akgün bu dönem sağlıklı olduğu devirlerde Galatasaray’ın oyun standardını belirleyenlerin başında geliyor. Okan hoca Morata ve Lemina transferleri sonrası kendisini iki yıl üst üste şampiyonluğa taşıyan 4-2- 3-1’den dönmeye çalışmış ancak alanda ikinci bir Mertens bulamadığı için fabrika ayarlarını aramaya başlamıştı. Hakikaten o beklediği ikinci Mertens kadronun bağrından çıkageldi. Yunus Akgün sakatlıktan döndüğünden bu yana sağ kenardan bir oyun kurucu olarak atağa katılıyor, savunma ardı yüksek pasları atıyor, teğe birdeki maharetleriyle Osimhen’e durumlar yaratabiliyor.

‘YUNUS’UN STANDARDI’

Yunus Akgün alanda olduğu sürece Okan hoca Osimhen’in ardında Morata’yı kullanabileceği kanaatine varmış olacak ki, Sivas’a karşı Sara’yı kulübede oturtup İspanyol santrforu alana sürebildi. Yunus tahminen dün gece gol atamadı fakat Galatasaray’ın oyun standardını belirleyen futbolcuydu. Galatasaray, Sivas maçını çok erken çözdüyse Yunus’un oyun kurulumuna katkısı kadar Osimhen’in yırtıcılığının rolü büyüktü. Nijeryalı santrfor için maçın kime karşı oynandığının bir değeri yok, kâfi ki bir futbol topu ve bir rakip olsun. Torreira’nın attığı birinci golden evvel konumu hazırladı, iki de gol kaydederek ritüelini gerçekleştirdi.

‘ÇOK RAHAT VE FARKLI’ | METİN KARABAŞ

Şampiyonluk yarışında kusur yapmak istemeyen Galatasaray, ligde kalma çabası veren Sivasspor’u konuk etti. Sarı-Kırmızılılar’da savunmanın sağında Sallai forma giyerken, on numara durumunda Morata vazife yaptı. Galatasaray alışıldığı üzere maça süratli başladı. 9.dakikada Osimhen vurdu, kaleciden dönen topu Torreira tamamladı ve kadrosunu öne geçirdi: 1-0. 15’te Osimhen ceza alanında vurdu fark ikiye çıktı: 2-0. 21. dakikada ise Barış Alper ceza alanı dışından şutunu attı ve skor 3-0’a geldi. 31’de Osimhen bir kere daha filelileri havalandırdı: 4-0. İki dakika sonra ise Manaj farkı üçe indirdi: 4-1. Önde baskı yapmaya çalışan Sivasspor karşısında defansif yanılgıları yeterli kıymetlendiren Okan Buruk’un ekibi birinci 45 dakika boyunca çok rahat bir oyun ortaya koydu. Sahanın her alanında rakibine üstünlüğünü kabul ettiren Galatasaray soyunma odasına 4-1 önde gitti.

‘KONTROLÜ BIRAKMADILAR’

Rıza Çalımbay ikinci yarıya üç değişiklikle başladı. Galatasaray bu devrenin başında da rakibine ön bölgede baskı kurdu. Sarı-Kırmızılılar 55’ten sonra pas oyunu ile set atağına döndü. Okan Buruk ve kadrosu son haftalardaki artan performansını bu uğraşta de sürdürdü. Buruk ve oyuncuları bilhassa birinci devredeki muazzam oyunu ile alandan galip ayrılırken, rakibine bir an bile baht tanımadı. Maç ziyadesiyle Fenerbahçe’nin 8 puan önünde dorukta yer alan Galatasaray, büyük bir avantaja sahip oldu.

‘RAKİBİ ABONDENE EDİYOR’ | BURAK ÖZDEMİR

Galatasaray mutlak favori olarak alana çıktığı maçta Sivasspor’u birinci 20 dakikada adeta abandone etti. Kadroda mükemmel bir iştah ve birliktelik var. Bu da alana olumlu yansıyor. Okan Buruk ve grubunun rakipleri artık daha ayrıntılı tahlil ettiğini oynanan oyundan görüyoruz. Barış geriye çıkarken Eren’in rakip bekin gerisine koşu atması, sağda Yunus’un topla buluştuğu anlarda içeriye kat ederken Sallai’nin süratle son çizgiye gitmesi kale alanı etrafını kalabalık tutmayı planlayan Sivasspor’un tüm gardını düşürdü.

‘KÖTÜ OYNAYAN YOKTU’

‘Takımın en düzgünü kimdi?’ diye bir soru sorulsa herkes bir kaç ismi sayabilir, lakin ‘Takımın berbatı kimdi?’ diye bir soru sorulsa buna karşılık vermek çok sıkıntı olurdu. Alandaki oyuncudan kenardaki malzemecisine kadar bu ekipte herkes şampiyonluğu çok istiyor. Lemina ve Eren Elmalı’nın transferi Galatasaray’ın adeta kimliğini değiştirdi. Artık gözler Trabzon’da!

‘MAYISLAR GALATASARAY’IN’ | HAMİT TURHAN

Durun, küme düşmeye namzet Sivasspor karşısında alınan kolay galibiyet üzerine hamasi bir laf etmiyorum, slogan da atmıyorum. Yalnızca bu lafı bilimsel bir temele oturtmaya çalışacağım. İdman bilimine… Bunun için de ‘Periyodizasyon’ kavramının ne olduğuna ve ehemmiyetine kısaca değinmemiz gerekiyor. Üst seviye teknik adamların çok düzgün bildiği ve çalıştırdıkları gruplara uygulatmaya çalıştığı bu sistem, spor bilimleri terminolojisinde kısaca şöyle anlatılır:

‘BAŞARININ SIRRI PERİYODİZASYONDAN GEÇER’

“Periyodizasyon, idmanların hakikat yoğunlukta yapılmasıyla kondisyonun yükselme dönemine gireceği bir süreci tabir eder. Yarış yahut performans aktivitelerinin tarihlerini göz önünde tutarak optimize etmeye çalışılır. Bu süreçte ana dönemler ve alt dönemler takvime yerleştirilir, haftalar belirlendikten sonra, belirlenen toplam saati haftalık vakit ayrılabilecek günlerde dağıtılır. Periyodizasyon, idman programının daima olarak birebir sistemde olmamasını sağlar. Bu sayede sporcuların-takımların daima olarak ilerleme kaydetmeleri ve performanslarını geliştirmeleri hedeflenir. Tıpkı vakitte çok idmanın ve sakatlıkların önlenmesine de yardımcı olur (Okan Buruk’un vakit zaman kadroya verdiği uzun vadeli müsaadeleri hatırlayalım).

‘YOĞUN VE ÖZGÜN İDMANLARI İÇERİR’

Antrenman programları çoklukla birikim, kazanım ve geri dönüşüm olmak üzere farklı fazlara ayrılır. Birikim fazı, temel dayanıklılığın arttırılması ve temel tekniklerin geliştirilmesi için ağır idmanları içerir. Kazanım fazı, sporcuların-takımların güçlerini ve suratlarını artırmak için daha ağır ve özgün idmanları içerir. Geri dönüşüm fazı ise yorgunluğun azaltılması ve sporcuların-takımların dinlenmesi için ayrılmış bir periyottur. Periyodizasyon, sporcuların-takımların performanslarını tepeye çıkarmak, uzun vadede başarılı olmalarını sağlamak için kıymetli bir stratejidir ve gerçek planlama-uygulama ile amaçlarına ulaşmaları, potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmaları mümkün olabilir.”

‘TÜM STRATEJİ MAYIS ÜZERİNE’

Günümüz endüstriyel futbolunda kuşkusuz bütün profesyonel atletlerin ve futbol gruplarının uygulamaya çalıştığı bir stratejidir bu. Muvaffakiyetle başarısızlık ortasındaki temel fark ise ‘Periyodozisayon’ denen bu sürecin ne kadar kusursuz uygulanacağıyla alakalıdır. İşte Galatasaray Teknik Yöneticisi Okan Buruk ve teknik heyetinin öbür ekiplere son üç dönemde dominasyon sağladığı husus da budur. Bu dönemin birinci yarısını hatırlayanlar, ligin başlamasıyla birlikte Galatasaray’ın bir galibiyet serisi yakaladığını bilirler. Akabinde bir nekahet periyodu geldi. Avrupa Ligi’nde sıradan kadrolara karşı başarısızlıklar, ligde ve kupada tökezlenmeler vs. Mart ayı sonları ile Nisan ayında artan ivme ve nihayetinde Mayıs ayında pik yapan bir grup performansı… Aslında bu, bundan evvelki iki dönemde da böyleydi. Teknik heyet açısından tüm planlama, ekip performansının her alanda pik yaparak Mayıs ayına gümbür gümbür girmesi üzerineydi. Teknik, taktik, kondisyon, güç, patlayıcı güç, minimize edilmiş sakatlıklar vs… Muvaffakiyetin asıl sırrı buydu.

‘SEZON İÇİNDEKİ DALGALANMALAR NORMAL’

22 Nisan 2024 tarihinde Konyaspor ile oynanan Kupa Yarı finaliyle başlayan ve düne kadar gelen 10 günlük süreçte Galatasaray rakiplerine toplam 14 gol attı, buna karşılık kalesinde 3 gol gördü. Futbol ve futbola dair istatistikler açısından ise sözün tam manasıyla ezici bir üstünlük sağladı, tüm rakiplerine. Aslında, İnönü’deki Beşiktaş yenilgisinin çabucak akabinde 2 Nisan’da Fenerbahçe’ye karşı deplasmanda alınan 2-1’lik Kupa zaferiyle yükselişe geçen Galatasaray’ın bu formunun kalan son dört maçta da devam edeceğini ve dönemi tepede tamamlayacağını söylemem kehanet değil, teknik heyetin hakikat, akılcı ve bilimsel planlamasının bir sonucu. ‘Mayıslar Bizimdir’ telaffuzunun aslında alandaki karşılığı da bu planlamadır! İşte dün geceki Sivasspor ve bundan sonra oynanacak başka maçları da bu bağlamda kıymetlendirmek yararlı olacaktır.

‘REY MANAJ’A İTİRAF ETTİREN DİNAMİK!’

Hani, ‘Bir atımlık barutum varsa, onu da Galatasaray’a atabilir miyim’ anlayışıyla alana çıkan ve birinci yarım saatte sürklase olan Sivasspor’u şaşkına çeviren futbolun ve dominasyonun altında yatan neden de Sarı-Kırmızılı ekibin Mayıs ayını dönem başında kendine amaç olarak belirlemesiydi. Galatasaray seyircisinin nefret nesnelerinden biri haline gelen -bana nazaran Türkiye’nin en yeterli forvetlerinden biri- Ray Manaj’a maçtan sonra verdiği demeçte, “Değil Sivasspor, Real Madrid de olsa dün geceki Galatasaray karşısında bahtı yoktu,” demecini verdirten de işte bu dinamiktir.

‘OSIMHEN, EREN, TORREIRA, LEMINA…’

Her şeyden evvel bu dinamik, Galatasaray’ın ekip olarak kusursuza yakın bir futbol sergilemesinden kaynaklanıyordu. Lakin birtakım özel aktörleri burada anmamak onlara ve emeklerine haksızlık olur. Başta elbette Osimhen. Nijeryalı bu dönem Galatasaray’a Allah’ın bir lütfu, bu kesin. Akabinde birinci iki golde aslan hissesine sahip olan Eren Elmalı’yı söyleyebiliriz. Sanırım Sarı-Kırmızılı kadro uzun yıllar sonra gerçek bir sol beke kavuştu. Üstelik yerli! Özgüvenini artırdığı vakit ekibin en kıymetli silahlarından biri olacağı kuşku götürmez. Umarım yaşadığı adale sakatlığı önemli değildir, aksi taktirde Galatasaray için değerli bir kayıp olur. Ve doğal, yalnız Türkiye’nin değil, Avrupa’nın bile en düzgün orta alan ikilisi olan Torreria ile Lemina…

‘DANS EDER MAYIS RÜZGÂRLARI SEYRANTEPE’DE!’

Lemina’nın kaç rakip atak başlangıcını yanlışsız konum alarak kestiğini sayamadım fakat Galatasaray’ın oyunu rakip ceza alanına yıkmasında Davinson ile en kıymetli aktördü. Onun varlığı, daha evvel de belirttiğim üzere Torreria’nın da performansını ikiye katladı ve Uruguaylı’nın içinden adeta bir Suat Kaya çıkarttı! Birkaç küçük defo vardı elbette Galatasaray ismine dün geceki maçta lakin bunlardan bahsetmenin yeri ve vakti değil şu anda. Sizin-benim gördüklerimizi elbette teknik heyet de görüyordur ve kalan son 4 maçta gerekli tedbirleri alacaklardır. Burada aslolan, son iki dönemdir Ali Sami Yen Spor Kompleksi Rams Park Stadı’nın üzerinde dans eden Mayıs rüzgarlarının bu dönem da tekrar sahne almaya başlamasıdır!*Bu başlık, James Joyce’ın bir şiirinden esinlenmedir.”